Gerilim Sever: KORKU KİTAP YORUMU: STEPHEN KING "O SANSÜRSÜZ TAM METİN"

Bu Sitedeki Yazıların Tamamı Gerilim Severin Özgün Yazıları Olup İzinsiz Kopyalanamaz, Paylaşılamaz. İletişim İçin : kirserhan@gmail.com ve Twitter : @Sskngerilim

22 Nisan 2017 Cumartesi

KORKU KİTAP YORUMU: STEPHEN KING "O SANSÜRSÜZ TAM METİN"

Korku Kitap Yorumu

Merhaba kitap sevenler,
Okuduğum kitaplara ait yorumlarımı/görüşlerimi sizlerle paylaşma amacıyla bu blogu açıyorum. Blogumda kitap özeti yayınlanmayacaktır. Sadece sevdiğim yazarların kitaplarına ait kısa bilgileri ve yorumlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Arada birkaç spoiler olabilir ancak şak diye de kitabın sonunu söylemeyeceğim merak etmeyin.


Sizlerin de değerli ve yapıcı, olumsuz/olumlu eleştirilerinizi/yorumlarınızı saygı çerçevesinde görmekten mutluluk duyarım.
Blogumdaki ilk yayınımda sizlere bana en sevdiğin korku kitabı hangisi diye sorulduğunda cevabım olan Stephen KİNG’in “O” isimli kitabını yorumlamak istiyorum.
Öncelikle yazarımız Stephen KİNG ile ilgili genel birkaç bilgi paylaşalım.
Genellikle korku/gerilim türünde eserler veren yazarımız 21 Eylül 1947 tarihinde Portland/Maine de doğmuştur.  Kitaplarının çoğu dilimize çevrilen korku/gerilim yazarı King’in eserleri de genellikle memleketinde geçer.  Newyork Times Çok Satanlarının müdavimi olan yazarımız Bram Stoker Ödülleri ve British Fantezi Yazarları Ödülleri gibi pekçok prestijli ödüller almıştır. Kendisi de roman yazarı olan eşi Tabitha King ile Bangor, Maine’de yaşamaktadır.
Gelelim kitabımızla ilgili genel bilgilere.
Pek çok King romanı gibi Altın Kitaplar tarafından yayınlanan kitabımız ilk olarak Gönül Suverenin çevirisi ile 448 sayfa olarak basılmıştır. Daha sonra Altın Kitaplar King’in Türkiyedeki “Sadık Okuyucularına” bir hediye vermek istemiş olacak ki 1216 sayfalık Sansürsüz tam metin ile buluşturdu bizleri. Bu kitabın dilimize çevirisi ise Oya ALPAR tarafından yapıldı.
Benim şahsi fikrim hiç gözünüz korkmasın sayın kitapseverler Tam metni okuyun. İnanın kitap bittiğinde keşke devamı olsaydı diyeceksiniz. O yüzden olayları King in ilk yazdığı gibi kısaltılmamış halini okuyun derim. Kitaptaki bazı karakterler bize ilerde yorumlayacağım  “11/22/63” kitabında ufak bir merhaba dediklerinde inanın çok mutlu olacak, tekrar “Kaybedenler Kulübünün” hikayelerini okuma arzusu hissedeceksiniz.
Goodreads te 450 bini aşkın değerlendirmede 5 üzerinden 4.17 puan alan kitabımız kendine verilen değeri gerçekten hak etmekte.
Kitabın Arka Kapak yazısında;
“Küçük bir Amerikan kasabası olan Derry’yi diğer kasabalardan farklı kılan şey, kanalizasyon mazgallarının altındaki dehlizlerde yaşayan, kendini kimi zaman kâbuslarda, kimi zaman da gerçek hayatta gösteren bir yaratığın, insanları kendi karanlık dünyasına çeken esrarengiz bir gücün varlığıdır. Bu korkunç yaratıkla uzun yıllar önce savaşıp ardından kasabayı terk eden ve kendilerine yeni bir hayat kurmuş olan yedi çocuk, artık birer yetişkin olmuş ve yaşadıkları dehşet dolu günleri unutmuşlardır. Ancak, anılarının derinliklerine gömülen yaratık yıllar sonra yeniden harekete geçince, onunla bir kez daha hesaplaşmak zorunda kalırlar. Geçmişte kalan kâbuslar, şimdiki zamanda korkunç bir gerçeğe dönüşmüştür artık.
Stephen King’in yazımını dört yılda tamamladığı ölümsüz başyapıtının sansürsüz ve eksiksiz metnini okurken tam da Daily Express’in tarif ettiği gibi, kendinizi O’nun karanlık dünyasında hissedeceksiniz.” denilmekte..
Kaybedenler Kulübü:
Mutsuz yaşamlarının birleştirdiği bir grup sosyal açıdan uyumsuz çocuğun kurdukları Kaybedenler Kulubü kendine üs olarak, nedendir bilinmez “Çorak Topraklar” olarak adlandırılan Kenduskeag nehri kıyısındaki ormanlığın içinde, dahi Ben Hanscom tarafından tasarlanan yerin altındaki kulübeyi seçmişlerdir.  Bu çocukların hepsi zorba Henry Bowers’ın ve ekibinin sebep olduğu aynı eziyete katlanıyor olup ayrıca O’nun hakkından gelebilmek için de mücadele etmektedirler.
Ana Karakterler
William "Bill" Denbrough: Bill kulübün en kendinden emin kişisi olup grup içinde lider olarak kabul edilir. Bill kardeşi George’un intikamını almak istemekte olup onu kayıkla oynaması için sağanak yağmurda sokağa göndermesinin ardından öldürülmesi sebebiyle onun ölümünden kısmen kendini sorumlu tutmaktadır. Bu duruma ek olarak, ailesi de en küçük oğullarının ölümünden sonra kendisine karşı soğuk ve mesafeli davranmaya başlamışlardır ve Bill gizlice katilin ölümünün ailesinin onun varlığını tekrar fark etmesini sağlayacağını ümit etmektedir. Bill ciddi derecede kekeme olup annesi buna sebep olarak onun 3 yaşındayken geçirdiği bir araba kazasını göstermektedir. Aslında kekemeliği George’un ölümünden sonra daha da kötüleşmiş ve bu durumun fiziksel olmaktan çok psikolojik olduğunu göstermiştir. Bill grubun en kararlı ve becerikli kişisi olup 1958 ve 1985 yıllarında Chüd Ritüeli ile O’nun yenilmesini sağlayan kişidir. Yetişkinliğinde başarılı bir yazar olup fiziksel olarak Beverly’e çok benzeyen film yıldızı Audra Phillips ile evlenmiştir.
Benjamin "Ben" Hanscom: “Haystack” olarak bilinen Ben oldukça zeki bir çocuk olup Kaybedenler’e katılmadan önce boş zamanlarını çoğunlukla halk kütüphanesinde okuyarak geçirir. Obez olması sebebiyle Henry Bowers’ın gözde kurbanıdır. Mekanik ve mimari becerileri Kaybedenler için yararlı olup onlar için gümüş bilyelerden yer altı kulüp evine kadar birçok şey yapmıştır. Bevery’e karşı ilgi duymakta olup bir yetişkin olarak fazla kilolarından kurtulmuş ve uluslararası üne sahip bir mimar olmuştur.
Beverly "Bev" Marsh (sonra Rogan): Grubun tek kız üyesi olup oğlanların hikayenin belli kısımlarında kendisine ilgi duydukları erkeksi ve çekici kızıl saçlı bir kızdır. Derry’nin en fakir mahallesinde oturuyor olup annesi Elfrida dışarıda çalışıyor iken sıklıkla babasının Alvin’in kötü muamelesine maruz kalmaktadır. 1958 yılında Bill’e ilgi duymaya başlamıştır ve sapandaki becerisi O’ya karşı savaşta önemli bir faktör olmuştur. Yetişkinliğinde Chicago’da başarılı bir modacı olmuş ve yaşadığı birkaç kötü ilişki kendisini bir seks objesi olarak gören ve onun sigara içmesini onaylamayan ve bunu onu dövmek için bahane olarak gören Tom Rogan ile evlenmesiyle sonuçlanmıştır.
Richard "Richie" Tozier:“Çöp Ağız” olarak bilinen Richie Kaybedenler’in en uçarı üyesi olup sürekli şakalar, taklitler yapıp ve O’ya karşı güçlü bir silah olduğu sonradan kanıtlanan “Sesler” çıkarır. Richie “kendi iyiliği için fazla akıllı” olup başını derde soktuğu anda can sıkıntısını hiper aktif esprilerle dışa vurur. Richie’nin Henry’e karşı küstah yorumları defalarca Henry ve arkadaşları tarafından dövülmesine sebep olacaktır. Richie grubu birlikte tutmak anlamında en özverili kişi olup Yedinin sihirli bir rakam olarak görmekte ve grubun bu sayıdan ne fazla ne de eksik olması gerektiğine inanmaktadır. Yetişkinliğinde Los Angeles’da başarılı bir DJ olmuştur. DJ olarak bir zamanlar sinir bozucu gerçekçi olmayan seslerini asıl çekim kaynaklarından biri olarak kullanır. Çocukken gözlerinin bozuk olması sebebiyle kalın çerçeveli gözlük kullanmış, yetişkinliğinde ise gözlüğünü kontak lenslerle değiştirmiştir.
Edward "Eddie" Kaspbrak: Eddie narin ve hipokondriyak astıma sahip olup nereye gitse inhalatörünü de yanında götürür. Babasını erken yaşta kaybetmiş olup dominant ve sürekli onun için endişelen bir annesi vardır. Hikayenin sonraki kısımlarından Eddie’nin astımının psikolojik kaynaklı olduğu ortaya çıkar ve eczacısı inhalatörünün içinde ilaç yerine sadece su olduğunu açıklar. Eddie’nin sorunları annesinden kaynaklanmaktadır. Annesinin onun sağlığı için sürekli endişe duyması Eddie’yi ona bağlı olarak kalması için manipüle etmesinin bir yoludur. Henry onun kolunu kırdığı ve annesi arkadaşlarının onu hastanede ziyaret etmesini engellediği zaman Eddie nihayet annesine karşı durmuş ve ona kendisinin yardıma muhtaç bir çocuk olmadığı söylemiştir. Bir yetişkin olarak New York’ta başarılı bir limuzin şirketi kurmuş ve Myra isminde annesine çok benzeyen bir kadınla evlenmiştir. Ayrıca Henry’e karşı kendini savunabilecek gücü bulmuş ve kolu çocukken kırıldığı yerden tekrar kırılmasına rağmen ona karşı gelebilmiştir.
Michael "Mike" Hanlon: Mike gruba son katılan kişi olup grubun tek siyahi üyesi olup ailesiyle büyük bir tarlada yaşamaktadır. Baptist inancı sebebiyle gruptan farklı bir okula gitmektedir. Henry’nin babası Mike’ın babasına uzun süreden beri bir kin beslemekte olup Mike’ın kendisi de ırksal nedenlerle Henry tarafından eziyet edilmektedir. Mike Kaybedenler’le onlar Henry karşı taşlarla yapılan büyük savaşta Mike’a yardım etmelerinin ardından tanışır. Mike’ın babası palyaço Pennywise’ın resimleri de dahil olmak üzere Derry’nin tarihçesiyle ilgili fotoğrafların olduğu bir fotoğraf albümü tutmaktadır. Mike Kaybedenler’den şehirde kalıp 1958 yılına ait bütün olayları hatırlayan tek kişi olmuş ve yetişkinliğinde kütüphaneci olmuştur. Mike Derry’nin tarihçesi ve O hakkında araştırma yapmış ve 1985’te cinayetler tekrar başlayınca arkadaşlarını çağıran kişi olmuştur. Sonradan kurtulmasına rağmen Henry tarafından ciddi bir şekilde yaralanmış ve O’ya karşı yapılan son savaşta Kaybedenler’e (Bill, Ben, Bev, Eddie, and Richie) katılamamıştır. Mike daha sonradan iyileşmiş ve diğerleri gibi olayları unutmaya başlamıştır. Daha sonra yorumlayacağım Insomnia’da Mike’ın hala kütüphaneci olarak çalıştığı ve 1993 yılında kitabın ana kahramanlarından birinin patron olduğu ortaya çıkmaktadır.
Stanley "Stan" Uris: Stan grubun en şüpheci üyesidir. Stan bir Yahudi olup bu sebeple Henry tarafından eziyete maruz kalmaktadır. Mantık, düzenlilik ve temizlik onun kişiliğine köklü bir şekilde yerleşmiştir. O’nun gerçekten var olduğunu kabul etmekte en az gönüllü kişi olup mantığı başka her şeyden üstün tutmaktadır. Yetişkinliğinde Atlanta kökenli büyük bir muhasebe şirketinin üyesi olup Patty Blum isimli bir öğretmenle evlidir. Aslında 1985’te Mike’tan aldığı telefonun ardından küvette bileklerini kesip kendi kanıyla duvara “O” yazarak intihar eder. Ayrıca romanda Stan’in O’nun sadece dişi olmayıp hamile de olduğunu bilen tek kişi olduğu güçlü bir şekilde ima edilir. Bu sebeple kan kardeşliği için yapılan yeminde Kaybedenler’in ellerini kesen kişi olmasına rağmen, Derry’ye dönüp antik terörle yüzleşmektense ölümü seçmiştir. Kitapta ayrıca Stan’in çocukluğu hakkında diğerlerinden daha fazla şey hatırladığı ima edilir. Ne anlama geldiğini hatırlamadığını söylese de bazen Kaplumbağa ve Derry’deki diğer olaylar hakkında yorumlarda bulunur ve hikaye boyunca kendisinin orta derecede psişik olduğu ima edilir. Bill O’yu George’un ölümünden sorumlu tuttuğu kadar Stan’in ölümünden de sorumlu tutmaktadır.
Henry “Zorba” Bowers: Kaybedenler Kulübü üyelerinden ayrı ayrı nefret etmekte ve ekibiyle birlikte onları sürekli sıkıştırıp dövmektedir. Kaybedenlerin her üyesi Henry nin asıl en çok kendisinden nefret ettiğini düşünse de en çok nefret ettiği kişi zenci olduğu için Mike dır. Kitabın geçtiği her iki dönemde de O tarafından kullanılan Henry derslerinde başarısız olduğu kadar Kaybedenler kulübüne karşı da etkinliğini kaybetmektedir.
Palyaço Pennywise: Her 27 yılda bir Derry kasabasına musallat olan palyaço olarak görünen binlerce yıl yaşında çocuklara palyaço olarak görünen beklide Derry nin ta kendisidir. Kaybedenler kulübü üyelerini ayrı zamanlarda elinden kaçıran Pennywise 1958 yılında Kulüp üyelerinin ortak hareket etmesi sonucu ciddi şekilde yaralanır ve saldırılar kesilir. Yer altında kaldığı 27 yıl boyunca Kaybedenlere karşı duyduğu nefretle iyileşir ve onları yetişkin olarak öldürmek üzere cinayetlerine 1985 yılında yeniden başlar.
Kitabın Konusu:
Kitap Derry'de yaşayan Bill Denbrough'un kardeşi George'un yağmurlu bir havada kayık yüzdürmesiyle başlar. Kayık bir kanalizasyon mazgalına düşer. George, orada palyaço kılığına girmiş biri tarafından kolu kopartılarak öldürülür. Bu yaratık insanların korktuğu şeylerin kılığına girer ve onları öldürür. Yaratık her uyandığında felaketler doğurur, çocukları ve gençleri öldürür, homoseksüel cinayetler ve yangın gibi afetlere yol açar. Kendilerine Kaybedenler Kulübü adını takan yedi çocuk bu yaratığı fark eder ve peşine düşer. Ama O şehir kurulduğundan beri burada yaşadığı için aynı zamanda şehrin kendisidir ve şehrin geleceği için burada yaşayanlar yaratık uyandığında olan cinayetleri fark etmemiş gibi yaparlar. Kaybedenler Kulübü O'yu ininde yakalar ve 1958 ağustosunda onu yaralarlar. Çocuklar O'nun öldüğünü varsayarak giderler ama olaylar tekrar başlarsa Derry'ye dönmek için söz verirler. 1985 yılında şehirde sadece Mike Hanlon kalmıştır; olaylar başladığında altı arkadaşını arar, Stan hariç hepsi gelir çünkü Stan intihar etmiştir. 6 arkadaş da Derry'de olanları ilk başta hatırlamazlar sonradan O hepsine şehirde tek tek farklı şekillerle görünür. O bu arada bir akıl hastanesinde kalan Henry'yi Derry'ye çağırır ve Kaybedenler Kulübü'nü öldürmesini ister, bunu kabul eden Henry şehre gelir.
Kitaptan Alıntılar:
-Başkalarının dikkatini çekecek kadar büyük bir isme dönüştüğünüzde, peşinize düşülecek kadar da büyümüşsünüz demektir.
-Gerçekten yapman gerektiğinde, her şey uzaktan göründüğünden çok daha zordur. O zaman tıkanıp kalırsın. Gerçekten yapman gerektiğinde.
-İyi bir öğretmen, en iyi başarısını yavaş öğrenenlerle elde eder.
-Özgür iradeyle ilgili ne söylersek söyleyelim, dürtülerin çelik gibi parmakları vardır. Bazı dürtülere hayır demenin yegane yolu, silahı alıp beynini uçurmak veya boynuna ilmeği geçirmektir.
Yorumum:
Daha önce hiç King kitabı okumadıysanız ve korku/gerilim türü kitaplara ilgi duyuyorsanız Stephen King okumaya “O” ile başlayabilirsiniz sevgili kitap severler. Satırlar su gibi akıp giderken kendinizi Kaybedenler kulübünün doğal üyesi olarak kabul edecek O’na karşı savaşta sizde yerinizi alacak palyaçoları sevmemeye başlayacaksınız. Stephen King in baş yapıtlarından biri olan kitap akıcılığı, hikayesi ve ustanın muhteşem anlatımıyla sizleri doğduğu topraklara götürecek.


Kİtap Puanım 9,5/10


Blogumdaki diğer korku kitaplarına ait yorumlara buradan ulaşabilirsiniz.
Yorumlarınızı ve olumlu olumsuz eleştirilerinizi bekliyorum sevgili kitap severler. 


Mutlu kalın, Takipte kalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder