KORKU KİTAP YORUMU: KORKU AĞI-SALEM'S LOT STEPHEN KING

Selam Millet,

Yeni bir korku kitap yorumuna daha, yeni bir Stephen King kitabı yorumuna daha hoşgeldiniz.

Sizlere bu yazımda, büyük üstat Stephen King'in yayınlanan ikinci romanı olan Korku Ağı'nı, nam-ı diğer Salem's Lot'u yorumlamak istiyorum.

Öncelikle tanıtım yazımız.

"Bak ve beni gör, cılız adam. Senin Şömine önünde bir kitapla birkaç saat geçirdiğin gibi yüzyıllar geçiren Barlow'a bak. Bak ve elindeki sefil sopayla öldürmeye çalıştığın, gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak yazar bozuntusu! Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve ümidini kes!"

"Jerusalem's Lot küçük bir New England kasabasıdır ve burada da, benzeri yerlerde olduğu gibi dedikodular, tuhaf tipler ve saygı değer insanlar vardır. Tabii garip olaylar hakkında söylentiler de yok değildir; ama her kasaba da olduğu kadar..

Yazar Ben Mears çocukluk yıllarını konu alan ve o günlerden beri ona musallat olmuş korkularıyla yüzleşmek amacıyla bir roman yazmak için Lot'a döner. Çocukken tanık olduğu korkunç olayın gerçekleştiği ev -Marsten Köşkü- işte karşısındadır; fakat yeni ve gizemli kiracıları vardır. Kasabada bazı kuşkulu şeyler yaşanmaya başlayınca, Mears'ın belleğindeki karanlık anılarda canlanmaya başlar: Önce bir köpek hunharca öldürülmüş olarak bulunur, ardından bir çocuk kaybolur. Bunlar başlangıçta çok da sıra dışı olaylar olarak görülmez, fakat liste uzamaya başlar. Çok geçmeden kasabayı saran şaşkınlık hayrete, belirsizlikler dehşete dönüşecektir."

"Televizyonunuzu kapatın -daha iyisi, koltuğunuzun yanı başındaki hariç, bütün lambaları da kapatın. Ondan sonra sizinle vampirler hakkında konuşalım. Sanırım sizi onların varlığına inandırabilirim. Stephen King"

Yazar Ben Maers, çocukluğunda bir dönem yanında yaşadığı halasının evinden kaçarcasına Lot'tan uzaklaşmıştır. Ancak ne kadar uzağa giderse gitsin, yaşadığı kabus gibi geçmişten bir türlü kurtulamaz ve geri dönmeye hemde kabuslarının kaynağı Marsten Köşkünde bir kitap yazmaya karar verir.

Ancak Marsten Köşkü çoktan tutulmuştur ve yeni sahipleri hakkında sadece ortada bir kaç söylenti vardır. Köşkü doğruda gören bir pansiyona yerleşen Ben başlarda kitabında olağanüstü aşama kaydettiyse de kasabayı sarsan olaylar peş peşe geldikçe geçmişindeki kabuslar yeniden dirilir.

Mark, Susan ve ilerde Kara Kule'de karşımıza çıkacak Peder Callahan ile birlikte Kurt Barlow'a karşı amansız bir savaşa tutuşan Ben kasabayı saran kabusu geri çekilmeye zorlayabilecek mi ?

Stephen King'in yayınlanan ikinci romanı olan ve ona "Korku Yazarı" lakabını kazandıran Salem's Lot - Korku Ağı, vampir edebiyatının kült eserlerinden biridir arkadaşlar.

Üstadın dilinin, anlatımının geldiği noktayı görmek açısından büyük değer taşıdığını düşündüğüm Korku Ağı, aynı zamanda üstadın tarif ettiği şekilde okunduğunda gerçekten insanı geren ve vampirlerin olabileceğini düşündüren soluksuz bir hikaye.

Kapak Tasarımı : 8/10
Özgünlük           : 7,5/10
Akıcılık              : 8/10
Çeviri                 : 8/10
Karakterler         : 8,5/10
Hikaye               : 7,5/10
Final                   : 7,5/10

Puanım : 7,86/10 

Okuyun, okutun arkadaşlar. Vampirler belkide gerçekten vardır kim bilir ?

Blogumdaki diğer korku kitaplarına ait yorumlara buradan ulaşabilirsiniz.

Yeni bir korku kitap yorumunda daha buluşmak dileğiyle şimdilik hoşçakalın.

Hepinize bol okumalı, kitaplı günler, geceler efenim.